--- bu yazı koca bir yalan ---

karanlik...

gözlerimdeki isik gideli uzun zaman olmustu. Ya da ben bir zamanlar gözlerimde bir isigin oldugu yalanini seviyordum... Ama gözlerimde eskiden bir isik olup olmamasi simdi lerde yüregime aci veren gerçegi degistirmez... hiç bir isik yok...

bu aci gerçek, yeni yalanlara da geçit vermiyordu. Umutlar yalanlardan çikar diye bilirdim... Yalan yoksa, umut da yok... Isik yoksa, yalan yok... Umut yoksa, ben yokum... sen zaten hiç olmamistin...

tek bir gerçeklik, pençelerini geçirmis bütün varligima... Hiçligin aci gerçegi. -melankolinin babasi- Sanirim, bu yazi da, bu gerçekligi örten eski yalanlarima bir agit olacak...

yalan...

gerçekleri, yalanlarin isik tuttugu yolda aradigimi ögrendigim zaman yikilmistim ilk.. Bir yalan bir dogruyu getirir mi... üç yalandan bir dog ru... üç dogrudan bir hayat... basit matematik dersinden 9 yalan bir hayat eder... halbuki benim dokuzdan çok daha fazla yalanim vardi... ama hiç hayatim olmadi... ya matematik (de) yalan söylüyordu, ya da en büyük yalan buydu...

her yalanim kendine özeldi... kusursuzdu herseyden önce... baska bir yalandan destek almasini bilirdi...  her yalan bir birine tutunurdu... sikica... ve bir köprü olusturmaya çalisirlardi... gerçege çikmaya çalisan... köprüyü kurmak zordur, ama yikilmasi, iskambil kagitlarindan yapilmis bir gökdelenin yikilmasindan çok daha basit ve zahmetsiz... yikintilarini temizlemek ise, bir sehri yeniden kurmak gibi...  yalan yikintisini temizlemenin ilk kurali, bir yalan uydur!


gerçek ...

aci bir tebessüm... aci bir iç çekme... kaçma... saklanma... korkma belki de... hani bir kizi sever de insan, geçip karsisina konusamaz ve içinde bir seyler sikisir... hayir demesinden korkar... assagilamasi ihtimalini düsünür kan ter içinde... ama düsler de kurulur, pembe olanlardan... cesaret arar... buldugunu sanir... bulur, bulmaz... karsisina geçer konusamaz... konussa saçmalar... toparlayamaz... ve öyle bir hal alir ki bu, artik karsisindaki kiz "hadi gel" dese, gidemez inan... böyle bir sey olsa gerek.

sen...

umutlara sarilmakla çöpe atmak arasinda kaldigim ince çizginin hakemiydin sen. yalanlardan kurulu bir dünyanin davetsiz misafiri... ne gerçek oldun ugruna yalanlar köprüsü kurdugum, ne de köprümün bir parçasi... geldin, geçtin... ardinda bir rüzgar biraktin... köprümü yikan...

brn yrdl
10.07.06 / 04:02